Uzmanı değiliz.
Medya bilgisinin ötesinde bir bilgimiz yok ve o bilgi de denizde damla...
Ama bu salgın sosyal yaşantıyı alt üst etmeye yetti.
Moral olarak bir gerginlik söz konusu.
Toplumsal kanaatlerde bir fikir birliği var.
Rahatımız ve lüksümüze ne zaman dokunulsa feryat eden toplum bu sefer alınan en katı önlemleri bile desteklemekte ve hatta uygulanmasında canla başla yardımcı olmakta.
Baş tacı Muhterem Babamızın rahatsızlığı nedeni ile bulunduğum Devlet Hastahanesi bahçesinde bir görevli hanımefendinin nazik ve ilgili yaklaşımı ile ikazları bile bu konularda ne kadar duyarlı olduğumuzu gösteriyor.
Salgın öncesi günlere nispeten daha tenha olan acil servislerdeki tüm görevlilerin sabır, dikkat ve üstün gayret ile çabaları meslek anlayışının üzerinde...
Yaşlı bir vatandaşın "Maşallah bacak kadar ama fırıl fırıl koşturuyor" dediği acil doktoru ve atom karınca hızındaki hemşire ve hastbakıcılara teşekkür kelimesi az gelir.
Ama salgın nedeni ile hastahane kullanmayı da öğrendik gibi...
Ziyaret saatlerinde düğüne gider gibi cümbür cemaat ziyaretler kısıtlanınca personelin çalışmaları da daha rahat ve verimli hale geliverdi...
Tabi o meşhur halka tatlımızın en steril olması gereken mekanlarda bile seyyar satıcıların çığırtkanlık yaparak satmalarını da engellemeyi de başarabilirsek...
Servis personelleri aldıkları eğitim ve edindikleri tecrübelerini en uç noktalara kadar kullanma konusunda bu günler önemli...
En başta da en riskli gurup olarak yaşadıkları büyük gerginliği hastalara yansıtmadan, daha sakin, daha hoşgörülü olmaları, mesleklerini icra ederken verimi arttıracaktır...
Yüzde bir iki de olsa hastaya "işin yok muydu da hasta oldun geldin, başımıza dert oldun" yüz ifadesi taşıyarak ses tonlarını hitleri kıskandıracak doza yükseltenleri de hastalar hoşgörü ile karşılamak zorunda kalıyor. Hastalar onlara "biz olmasaydık siz de burada olmazdınız" demiyor.
Hastanenin genel temizlik, dezenfekte işlemleri ve gerekse hastalara yaklaşımları rahatlatıyor. Sağlık sektörünü nasıl kullanmamız gerektiği konusunda vatandaş olarak bizlerin eğitilmesi gerekliliği bir kez daha kendini gösteriyor.
Acil servislerde her on müracaatın belki de sadece bir ya da ikisi gerçek acil hastası. Acil ambülans hizmetlerinde bu oran yarı yarıya...
Üstelik gerek acil ve gerekse klinik servislerinden istifade eden her vatandaşın tek beklentisi tüm hastahane personeli etrafımda pervane olsun ve benden başkasına hizmet vermesin mantığında. Hatta her konuda tıbbi bilgileri ile kendisini ıspat çabasında, yanıltıcı bilgi aktarma yarışında...
Ziyaretçi ve refakatçi kargaşası için sıkı tedbirler alınınca servisler daha rahat ve verimli hale geliverdi.
Salgın dileriz kısa sürede biter. Dileriz hastahanemiz bu vakaya ev sahipliği yapmaz.
Dileriz bu tür vakalar için malzeme ve cihaz tedbirleri alınmış mekanlar hazırlanmıştır. Mevcut durumda panik, kargaşa ve kaosu hiç yaşamayan sağlık sektörü zor olanı zaten başarmış durumda.
Ama yine de diliyoruz ki evlerden, şehrimizden ve ülkemizden ırak olsun. İnsanlığın başına açtığı bela son bulsun.
Ama bu gün normal vakalarda bile düğünevi, kahvehane, gırgır mekanına dönen hastahanelerimizdeki uygulanmaya başlayan düzen ve intizam, mutlaka kalıcı olmalı, vatandaşlar olarak bizler de bu kural ve düzenleri desteklemeli onlara harfiyen de uymalıyız.
Temizlik intizam beslenme ve tedbir konusunda zaten belirli bir kültüre erişmiş toplumumuz sağlık kültürünü de mutlaka en üst seviyede kazanmalıdır...
Not:Bu vesile ile sağlığımız için gayret sarf eden tüm personele ayrı ayrı teşekkür ederiz.