Kuraklık alarmı veren Konya Ovası'nda obrukların sayısı da 2 bin 500'ü geçti
Konya Ovası'nda yer altı su kaynaklarında kuraklık alarmı - Kuraklık alarmı veren Konya Ovası'nda obrukların sayısı da 2 bin 500’ü geçti - Prof. Dr. Fetullah Arık: - “Yakın zamanda sadece tarımsal alanda değil, kullanma suyu da ihtiyaç gösterecek”
Konya ve yakın çevresindeki illerde yaşanan kuraklık, bilinçsiz tarımsal sulama ve toprağın yer altına çökmesi sonucu meydana gelen obrukların sayısı, yapılan son araştırmalara göre 2 bin 500’ü geçti. Uzmanlar, su tüketiminin bu şekilde devam etmesinin yakın zamanda sadece tarımsal alanda değil, kullanma suyuna da ihtiyaç göstereceği uyarısında bulundu.
Konya'nın Karapınar, Çumra ve Sarayönü ilçeleri ve çevresinde obrukların oluşumu her geçen gün daha da artıyor. Obruk oluşan bölgelerde AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü'nün iş birliği ile yaptığı araştırma sona erdi. Yapılan çalışmalarda Konya genelinde farklı noktalarda oluşan irili ufaklı obruk sayısının 2 bin 500’ü geçtiği tespit edildi. Çalışmalarda, obrukların büyük bir çoğunluğunun yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları, enerji yatırım alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalara doğru ilerlediği raporlanırken, kuraklık ve yoğun yer altı suyu kullanımı sonrası yer altı su kaynaklarının seviyelerinde ciddi düşüşler kaydedildi.
“Yer altı su kaynaklarında sıkıntılı süreç başladı”
Yer altı su kaynaklarının azalmasında belgesiz ve bilinçsiz açılan su kuyularının büyük rol oynadığını belirten Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Hem kuraklıkla hem de yoğun yer altı su kullanımı sonrası yer altı su kaynaklarımızın seviyelerinde ciddi düşüşler var. Bu ölçümü yapan sadece devlet birimlerimiz değil, vatandaşlarımız da ifade ediyor. Her yıl kuyularından su kullanabilmek için birkaç boy boru indiklerini söylüyorlar. Bu da asgari 10 ile 15 metre gibi bir ölçüme denk geliyor. Tabii bu yer altı su kaynaklarında 10 ile 15 metre belki çok önemli gibi görünmeyebilir ama bütün havza olarak düşünüldüğü zaman ciddi miktarda su kaybı yaşadığımızı gösteriyor. Havzanın bir çok bölümünde suya ulaşmak oldukça zorlaşmış durumda, birkaç yüz metrelik kuyular açılmak zorunda kalıyor. Dolaysıyla havzadaki yer altı su kaynaklarında sıkıntılı süreç başladı” dedi.
“Metrekareye 300 milimetre seviyelerinde yağış alıyor, bu da ciddi bir sorun”
Bölge içerisinde yağış azlığının oldukça yoğun olduğunu aktaran Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya Kapalı Havzası ülke ortalamasının yarısı kadar yağış alıyor. Kapalı havza içerisinde Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde’yi birlikte değerlendirdiğimiz zaman özellikle Tuz Gölü ve Konya arasındaki daha az yağış aldığını söyleyebiliriz. Metrekareye 300 milimetre seviyelerinde, bu da ciddi bir sorun. Havzada bunun tam tersine ülkede en fazla su kullanımı bu bölgede var. Bu havza kullanımı içerisinde yer altı su kullanımı daha çok tarımsal üretim için kullanılıyor. Tarımsal üretimde özellikle su ihtiyacı fazla bitkilerde ve bunların verimli bir şekilde üretilmesi suya olan talebi gün geçtikçe arttırıyor. Sezon içerisinde mısır, şeker pancarı, ayçiçek gibi ürünlerin yetiştirilmesinde ve büyükbaş hayvanlar için silajlık mısır, yoncanın yetiştirilmesinde suya olan ihtiyacı giderek arttırıyor. Bir taraftan kuraklık bir taraftan da bu su kullanımları yer altı suyunu olumsuz yönde etkiliyor” ifadelerini kullandı.
“Kullanma suyu da ihtiyaç gösterecek”
Bölge içerisinde kayıtlı kuyular dışında, belgesiz su kuyularının olduğu ve bu nedenle sorunun daha da yükseldiğini anlatan Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölge içerisinde baktığımız zaman özellikle Devlet Su İşlerimizin kayıt altına aldığı kuyular dışında, belgesiz su kuyuları da var, bunlar oldukça sorun. Bölgede 30 ile 40 bin arasında belgeli kuyu var, bunun 3 katı kadar da belgesiz kuyu var. Bu kaçak kuyuların en önemli tehlikesi ise hangi alanda su çektikleri belli değil. Bazen aldıkları su tarım alanında kullanılmayacak niteliksiz su olabilir. Çünkü havza içerisinde artık suyun üst seviyelerinde suyu kirletecek derecede tuzlu seviyeler var. Burada tekniğe uygun yapılmayan kuyular temiz su kaynaklarımızı da kirletiyor. Suyun kontrollü olması gerekiyor. Bölgede bu kadar yoğun su tüketimi gerçekleştiği zaman yakın zamanda sadece tarımsal alanda değil belki de kullanma suyu da ihtiyaç gösterecek o nedenle tedbiri şimdiden almamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Havza içerisinde oluşan obruklar, maalesef oluşmaya devam ediyor”
Obruk oluşumlarıyla ilgili AFAD ile 3 yıldır sahada devam eden çalışmalarının son bulduğunu anlatan Arık, “İlk yıl Karapınar’da, ikinci yıl Çumra ve çevresinde, bu yıl da Selçuklu ve Kuzey bölgede araştırmamızı yaparak tamamladık. Bu bölge içerisinde de bu yıl havza içerisinde oluşan obruklar maalesef oluşmaya da devam ediyor. Geçmişte çalıştığımız alanlar da dahil olmak üzere bu yıl 20 kadar yeni obruk oluştu. Ama envantere kayıt edilen 100’den fazla obruk var. Geçtiğimiz yıl 2 binin üzerinde dediğimiz obruk sayısı bu yıl 2 bin 500’e kadar çıkmış durumda. Ama bu obruklar daha önceden oluşan büyük çukurlar gibi değil, bin 800 kadarı 1 metre kadar derinliği olanlar, yani oturma obrukları” diye konuştu.