Trabzon’da Her başarılı çalışmanın ‘bir ekip işi’ olduğunu savunan ve bu anlamda kendi başarısını da ‘iyi bir ekibe sahip olmakla’ açıklayan Şahin,
Hisar Yapı’yı çalışanlarıyla bir aile gibi görüyor.
Şahin, “Ustalarımızı ve çalışanlarımızı iyi anlamaya çalışıyoruz.
Çünkü bunu yapmak, işi başarmak kadar önemlidir.” diyerek bir başka
gerçeği vurguluyor.
Trabzon Ticaretine Yön Verenler İnşaat sektörünün çok dinamik ve hareketli, sürekli yenilenen bir sektör olduğuna dikkat çeken Şahin; firma olarak bu yenilikleri, sektördeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtiyor ve bu anlamda
Trabzon’da sektördeki birçok ilke öncülük yaptığının gururla altını çiziyor.
Muammer Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Akçaabat doğumluyum. 1976 yılından beri Trabzon merkezde ikamet ediyorum. Yaklaşık 20 yıldır ticaret hayatının içindeyim. Evliyim,
üç çocuğum ve iki torunum var.
Ticari hayatınıza ne zaman ve nasıl başladınız?
Ortaokul son sınıfta okuduğum yıllarda çalışmaya başladım. Hem
okula gidip hem de para kazanmak ve böylece aile bütçesine katkı yapmak istiyordum. Böylece yaz dönemleri inşaat sektöründe çalışmaya
başladım. O noktadan sonra bu sektöre yıllarımızı verdik. Daha çok
dekorasyon alanında iş yapıyoruz. Ama biz işin mutfağından gelen insanlarız. Bütün yenilik ve gelişmelere de açığız ve çözüm üretme noktasında en iyisini yapmanın gayretindeyiz.
Sizin ticaretiniz için ‘çıraklıktan başlayan ve patronluğa uzanan’ bir
süreç diyebilir miyiz?
Evet, doğru.
TRABZONLU İNŞAATÇI DOĞAR
Peki, neden inşaat sektörü?
‘Trabzonlu inşaatçı doğar, müteahhit ölür’ derler. Dolayısıyla bu
sektör hepimizin genlerinde var. Ailemizde de bu sektörde çalışanlar
vardı. Onun da etkisi olabilir. Ama hepsinden önemlisi Trabzon’da bir şey üretmeyi, ortaya bir eser koymayı seviyordum.
20 yılı aşkın bir iş hayatınız var. Hangi ilkeler ve kriterler eşliğinde
bu günlere geldiniz?
Ticaretin vazgeçilmezi dürüstlüktür, samimiyettir. Her yaptığın işi
kuralına göre yapmaktır. Ben de iş yaşamımı belirli bir temel üzerinde
yaparım ve duygusallığı işime asla karıştırmam. Kuralları çok esnetmeden ama samimiyetle, özveriyle iş yaparım. Bugün Hisar Yapı olarak
100’e yakın çalışanımız var. Birçok büyük firmaya dekorasyon alanında
taşeronluk yapıyoruz.
Ustalarımızı ve çalışanlarımızı iyi anlamaya çalışıyoruz. Bunu yapmak, işi başarmak kadar önemlidir. İşin kalitesinden taviz vermeden
en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla konaklamasından yemeğine,
giyiminden iş güvenliğine kadar çalışanlarımızla ilgili birçok uygulamayı Trabzon’da ilk yapan firmayız, sektörde buna öncülük ettik.
Siz çalışma arkadaşlarınızı bir aile olarak tanımlıyorsunuz…
Evet, biz işçilerimizle, çalışanlarımızla bir ekibiz. Ekip ruhuna büyük önem veriyoruz. Herkesin emeğiyle başarı gelir, bunun bilincindeyiz. Bir araya gelip toplantılar yaparız. Alışılagelmişin dışında, bilime ve
tekniğe uygun çalışmalar yapıyoruz.
SPOR DA SİYASET DE ZORDUR BU ŞEHİRDE
İş hayatınızdaki hedeflerinize hangi oranda ulaştınız?
Trabzon’da ticaret yapmak zordur. Spor da siyaset de zordur bu şehirde. Yani şehrimiz zor bir şehirdir. Ama şu bir gerçek ki Trabzon’da
başarılı olan bir insan, Türkiye’nin her yerinde başarıyı yakalar.
Biz her şeyden önce ticarette geldiğimiz noktayı ve yeri asla unutmayız. Yola çıktığımız insanları yolda bulduklarımıza değişmeyiz. Biz
Trabzon’da kendi itibarımızdan, şirketimizin itibarından zerre kadar kaybetmeden
ilerlemeyi kendimize temel hedef olarak belirlemişizdir. Bir işten zarar
edebiliriz ama itibarımızdan asla. Çünkü bizim için para her şey değildir.
Bu şehirde 80 kişinin ekmek yediği bir firmayız. Zorluklarımız tabii
ki var ama insanlara istihdam sağlamak çok önemli. İş yaptığımız firmaları da unutmamak lazım. Şehrimizde büyük yatırımlar yapıyorlar
ve bizler de onlar sayesinde iş yapıyoruz.
Dolayısıyla bu sektöründe hedefler bitmez. Çünkü çok hızlı değişimler yaşanıyor. Bizim sektörde makine alçıyla sıva yapma işini şehre ilk getiren firmayız. Bunu bedel olmadan tanıtmak amacıyla yapmayı teklif ettik, ısrarcı olduk. Çok gerçekçi gelmedi insanlara ama bugün gelinen noktada iç mekânlarda alçı sıva makineyle yapılıyor. Bu manada Hisar Yapı olarak Trabzon’da bunun öncülüğünü yaptık. Sektördeki
yenilikleri yakından takip ederek şehrimize, işimize adapte etmeye çok
önem veriyoruz.
Trabzon’da İnşaat sektörünü değerlendirir misiniz?
İnşaat sektörü hem ülkemizde hem de şehrimizde çok önemli bir
konumdadır. Âdeta ekonominin lokomotifidir. Bu noktadan yola çıkarsak geçmişteki anlayış ile bugünkü arasında çok büyük farklılıklar
vardır, önemli mesafeler alınmıştır ama yeterli değildir.
Tabii bu alanda kanunlar çıkarılabilir fakat zihniyetin değişimi bir
süreç istiyor. Örnek olarak iş sağlığı ve güvenliği noktasında baret takmayı işçi kendine eziyet olarak görebiliyor.
Trabzon’da iki nokta önemli. Birincisi inşaat sektöründeki çalışanların sanat okullarından bu iş ahlakı ve disiplinini alarak yetişmesi
gerekiyor. İkinci önemli nokta da her isteyen inşaatçı olmamalı. Belli
kurallar, standartlar olmalı.
Evet, belli kurallar var ama denetim mekanizmasının daha ciddi olması gerekiyor. Vergi veren girişimci ile kayıt dışı çalışan kişi rekabet
etmek zorunda kaldı yıllardır. Dolayısıyla bunun önüne geçilmesi, kayıtlı çalışan firmalara destek olunması lazım.
Bu denetimsizlik ve haksız rekabet kaliteyi de düşürüyor değil mi?
Elbette, rekabet ettiğiniz insanlarla aynı şartlarda olmanız gerekiyor. Belli bir maliyete katlanan firma ile vergi vermeyen bir oluşumu
yan yana getirmemek lazım. Devletimizin bu alanda daha etkili denetim yapması lazım.
Trabzon’un Genç girişimcilerine tavsiyeleriniz nelerdir?
Her şeyin temelden alınmasından yanayım. Eğitim sistemimizi de-
ğiştirmeliyiz. 18 yaşına gelen bir gencin tek hedefi sadece üniversiteyi
kazanmak olmamalı. Hâliyle üniversiteyi kazanamayan bir genç tamamen vasıfsız bir kişi olarak toplumun karşısına çıkıyor.
Burada sanat liselerinin, meslek liselerinin ağırlıkta olması lazım.
Bir makine okuyan çocuk üniversiteyi kazanırsa mühendis, kazanamazsa tekniker olsun. Toplumda mühendis var, işsiz var ama ara eleman yok. Bu acilen kalıcı bir sisteme kavuşmalı.
‘Sanat, meslek altın bileziktir’ sözü çok doğru. İnsanlar bildiği işi
yapmalı, bir hedef koymalı ve o hedef doğrultusunda kendini yetiştirmeli. Piyasadaki işsizlik oranı da mesleksizlikten kaynaklanmaktadır.
Bir boya ustası arıyor ama bulamıyoruz.
YAYLA TURİZMİ DİYORUZ AMA HÂLÂ YEŞİL YOL’U TARTIŞIYORUZ
2009-2013 döneminde meclis üyeliği yaptım. Biz Oda’ya belli
hedeflerle, heyecan duygusuyla, görev yapma arzusuyla girdik fakat
Oda’yı umduğumuz gibi bulamadık. Çünkü belirli bir anlayışın ve dü-
şüncenin dışına çıkamayan bir TTSO var. Trabzon ticaretine yön veren bir TTSO arzu ediyoruz. Bu dönemde bir şeyler yapılmaya çalışıldı,
hakkını vermek lazım ama yeterli değil.
TTSO bugün 5-10 milyon lira bütçesi olan bir kuruluş. Ama buraya
gelen projeler meslek gruplarına yayılamıyor, tabana inemiyor. Dolayı-
sıyla belirli insanların temsiliyetiyle oluşan bir TTSO yerine tamamen
meslek komiteleri gerçek manada çalışıp sorunları yukarıya taşımalı;
çözüm üretmeli, proje üretmeli. TTSO, Trabzon ticaretinde öncü olmalı. Dolayısıyla bu manada çok çalışmamız lazım. Bir Kayseri’yi örnek alın
bir de Trabzon’a bakın. Orada girişimcilik ruhunun öncülüğünü ticaret
odası nasıl yapıyor, burada nasıl yapıyor? Bunları kıyaslamak lazım.
Trabzon’da turizm noktasında ciddi yatırımlar var. Körfez ülkelerinden gelen turistler var ama bunlar sözde kalmamalı. İnsanlar gelsin,
para harcasın ama onların gelip para harcamasını sağlayacak, onları bu
şehirde tutacak bir takım yatırımlar da olmalı.
Yayla turizmi diyoruz ama hâlâ Yeşil Yol’u tartışıyoruz. Biliyorsunuz
Türkiye’nin gelişmesine engel olmak isteyen bir kesim var; havalimanına, yola karşı çıkarlar. Bunları toplum olarak aşıyoruz.
TTSO, Valilik, STK’lar, burada ortak bir proje yaparak hem yatırı-
mı teşvik etmeli hem de o projenin sadece Körfez ülkelerinden, Avrupa’dan gelen turistleri değil bölgemizden, şehrimizden gelen insanların da konaklayabileceği, ulaşımı kolay, fiyatı uygun olmalı.
Yaylalarımızı turizme açıp bu bölgeyi ancak böyle kalkındırabiliriz.
Trabzon’da teleferik olması lazım. Şehrin bu noktada kalkınması için
ancak yıkarak hizmet edersiniz, çünkü yaparak olmuyor. Trabzon’un
imarı yıllardan beri öyle katledildi ki dolayısıyla kentsel dönüşüm noktasında TTSO’nun da elini taşın altına koyması, ısrarcı olması gerekiyor. Tıpkı demir yolu konusunda olduğu gibi.
TRABZON MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜ BU ŞEHRİN DÖNÜŞÜMÜNÜ YAPACAK GÜÇTEDİR
Şehrimizin en önemli sorunlarından birisi de otopark sorun, bunu
çözmek lazım. Bu çarpık yapılanmayı ortadan kaldırmak lazım. TTSO,
Belediye, müteahhitlik sektörü bu şehrin dönüşümünü yapabilecek
güçtedir. Sadece Belediye, TTSO öncülüğünde bir şeyler yapılması lazım. Vatandaş ve müteahhit arasında bir garantör nokta olmalı.
Trabzon’da nefes alabilen, yeşili bol yeni adalar oluşturmalı; bütün
altyapı, üst yapı, otopark sorunu çözülmüş bir Trabzon marka ve yaşanabilir bir şehir olabilir.
Bu noktadan sonra buraya gelen insanları şehirde tutabiliriz ve o
zaman Trabzon, turizmden kazanan bir şehir olabilir.
Ama burada şehri idare edenlerin cesaretli, kararlı olması ve iyi kararlar alması lazım.
Şehri idare edenler bürokrasi çemberinin dışına çıkmalı. Yoksa
belli bir şablonun içinde yapılan hizmetlerin şehri ileriye taşıyabileceği
kanaatini taşımıyorum.
BİZE RECEP YAZICIOĞLU GİBİ BÜROKRATLAR LAZIM
Hemşehrimiz Recep Yazıcıoğlu gibi valiler olmalı. Cesaretli idi, samimi idi, kararlı idi, hizmet arzusu vardı; bize böyle bürokratlar lazım.
Trabzon’un toplumun sıkıntılarıyla dertlenen bürokratlar lazım.
TTSO da şehrin önünü açacak projeler yapmalı, işin içine üniversiteyi de dâhil etmeli. Mesela TTSO şehirdeki kentsel dönüşümle ilgili
bir proje üzerinde tartışma açabilmelidir. Bunu yapmalıdır ki gelecek
nesle bırakılan Trabzon yaşanılabilir bir Trabzon olsun. Yoksa gelecek
nesle bu şekilde yaşanılabilir bir Trabzon bırakamayacağız.
Sizin TTSO’ya atfettiğiniz bu görevlerden, bu kurumun çok değerli
ve önemli olduğunu anlıyoruz...
Tabii. Bu şehre gelen başbakanların, bakanların her zaman ziyaret
ettiği kurumdur TTSO. Dolayısıyla biz bu projeleri siyasetçilere vermeliyiz, buna kamuoyu da basın da destek vermeli.
Ben bu anlamda hep Kayseri’yi örnek veriyorum. Biz yaptığı projelerle Türkiye’ye yön verebilecek bir şehiriz. Bu noktada da TTSO bu
yönde çalışmalar içinde olmalı. Ortaya bir şeyler koyulmalı, suni gündemlerle Trabzon kamuoyu meşgul edilmemeli.
Turizm önemli, bunun yanında üreten bir şehir olmak zorundayız.
Bizim bölgemizde bir fındığımız, bir çayımız, balığımız ve yaylamız var.
Bu dengeler üzerinde şehrimizi bir yere taşıyabiliriz.
Trabzon ölçeğinde bakılınca nüfusuna oranla başka bir ili kıyaslarsak bu kadar banka şubesinin olduğu başka bir il bulamazsınız. Trabzon’da para gücü var. Bunu yatırıma dönüştürebilecek ticaret odası
gibi birtakım kuruluşların proje noktasında teşvik edici olması lazım.
Bizim bölgemiz teşviksiz olmaz, bölgemizdeki yatırımcılara muhakkak teşvik verilmesi lazım. Ekonomik olarak Trabzon ekonomisinde inşaat sektörü çok önemli bir yer tutuyor.
Körfez ülkelerinden, Avrupa’dan ve dışarıda yaşayan Trabzonlu hemşehrilerimiz burada konut sahibi olmak istiyorlar.
Bu insanlar Trabzon’a gelince bunları burada yaylalara götürmek gerekiyor. Bu
manada kentsel dönüşümü de işin içine kattığınız zaman Trabzon’un
çok ciddi bir ekonomiye sahip olacağı kanaatindeyim.
İş yaşamında veya sektörde örnek aldığınız kişiler var mı?
Çok örnekler var. Hayat bir tecrübeden ibarettir. Bizim eksik yaptığımızı iyi yapanları her zaman örnek almak lazım. Ve değişimi örnek
almalıyız. Ben de en çok değişimi örnek alırım.
Bir iş adamı için STK’larda faaliyette bulunmak nasıl bir şeydir?
Zaman kaybı mıdır?
Ülkenin en büyük sorunlarından birisi bürokrasi sorunudur. Hâlledilmesi gereken çok ciddi bir sorundur. Ciddi mesafe kat edildi ama
hâlen istenilen yerde değil.
Siyasetin bu anlamda halk ile güç veya bürokrasi arasındaki dengede halktan yana olma arzusunu ortaya koyması lazım.
Yapılan siyaset de toplum vicdanıyla uyum sağlamalı, olmayınca
zaten vatandaş sizi cezalandırıyor.
STK’larda şehrin geleceğini masaya yatırıyor, bunlarla uğraşıyorsunuz. İkisi arasındaki sıkıntıları görüyorsunuz. Bu dengede STK, siyaset ve bürokrasi üçgenindeki bu tecrübe size çok kolaylık sağlıyor, çünkü işin zorluklarını görüyorsunuz.
Bir hayaliniz veya gerçekleştirmek istediğiniz projeniz var mı?
Trabzon’a bir proje kazandırmak her Trabzonlunun arzusudur.
Ben kentsel dönüşümle Trabzon’a hizmet etme arzusunda olan bir insanım. O noktada şehre bir proje kazandırmak isterim.
Başka bir iş veya meslek yapmayı düşündünüz mü?
Hayır ama bu işimin yanında televizyonda yorumculuk yapıyorum.
Şehrimizin, ülkemizin sorunlarını dile getirmeye çalışıyoruz. Trabzonspor’la ilgileniyoruz. Bir dönem de siyasetle uğraştık.
Yapamadığınız için pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı?
Her insanın pişmanlıkları vardır ama yüzde 51’i doğru kanaati oluşuyorsa sorun yok. Allah’ın rızası olan yaptığım işlerden hiçbir zaman
pişmanlık duymadım.
Kendinize vakit ayırır mısınız?
Pazar günlerini ailemle geçirmeye dikkat ederim. Siyaset, ticaret,
bu dengeyi tutturmak zor ama bizim inandığımız davamız var. O davamıza hizmet etme arzusunda olan insanlardanız. Yapılan işlerde samimiyet, ihlas, Allah rızası olduktan sonra bu işlerin Mevla’nın izniyle yetiştiğine şahit olmuşumdur.
Muammer Bey teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
Trabzon’da Her başarılı çalışmanın ‘bir ekip işi’ olduğunu savunan ve bu anlamda kendi başarısını da ‘iyi bir ekibe sahip olmakla’ açıklayan Şahin,
Hisar Yapı’yı çalışanlarıyla bir aile gibi görüyor.
Şahin, “Ustalarımızı ve çalışanlarımızı iyi anlamaya çalışıyoruz.
Çünkü bunu yapmak, işi başarmak kadar önemlidir.” diyerek bir başka
gerçeği vurguluyor.
Trabzon Ticaretine Yön Verenler İnşaat sektörünün çok dinamik ve hareketli, sürekli yenilenen bir sektör olduğuna dikkat çeken Şahin; firma olarak bu yenilikleri, sektördeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtiyor ve bu anlamda
Trabzon’da sektördeki birçok ilke öncülük yaptığının gururla altını çiziyor.
Muammer Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Akçaabat doğumluyum. 1976 yılından beri Trabzon merkezde ikamet ediyorum. Yaklaşık 20 yıldır ticaret hayatının içindeyim. Evliyim,
üç çocuğum ve iki torunum var.
Ticari hayatınıza ne zaman ve nasıl başladınız?
Ortaokul son sınıfta okuduğum yıllarda çalışmaya başladım. Hem
okula gidip hem de para kazanmak ve böylece aile bütçesine katkı yapmak istiyordum. Böylece yaz dönemleri inşaat sektöründe çalışmaya
başladım. O noktadan sonra bu sektöre yıllarımızı verdik. Daha çok
dekorasyon alanında iş yapıyoruz. Ama biz işin mutfağından gelen insanlarız. Bütün yenilik ve gelişmelere de açığız ve çözüm üretme noktasında en iyisini yapmanın gayretindeyiz.
Sizin ticaretiniz için ‘çıraklıktan başlayan ve patronluğa uzanan’ bir
süreç diyebilir miyiz?
Evet, doğru.
TRABZONLU İNŞAATÇI DOĞAR
Peki, neden inşaat sektörü?
‘Trabzonlu inşaatçı doğar, müteahhit ölür’ derler. Dolayısıyla bu
sektör hepimizin genlerinde var. Ailemizde de bu sektörde çalışanlar
vardı. Onun da etkisi olabilir. Ama hepsinden önemlisi Trabzon’da bir şey üretmeyi, ortaya bir eser koymayı seviyordum.
20 yılı aşkın bir iş hayatınız var. Hangi ilkeler ve kriterler eşliğinde
bu günlere geldiniz?
Ticaretin vazgeçilmezi dürüstlüktür, samimiyettir. Her yaptığın işi
kuralına göre yapmaktır. Ben de iş yaşamımı belirli bir temel üzerinde
yaparım ve duygusallığı işime asla karıştırmam. Kuralları çok esnetmeden ama samimiyetle, özveriyle iş yaparım. Bugün Hisar Yapı olarak
100’e yakın çalışanımız var. Birçok büyük firmaya dekorasyon alanında
taşeronluk yapıyoruz.
Ustalarımızı ve çalışanlarımızı iyi anlamaya çalışıyoruz. Bunu yapmak, işi başarmak kadar önemlidir. İşin kalitesinden taviz vermeden
en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla konaklamasından yemeğine,
giyiminden iş güvenliğine kadar çalışanlarımızla ilgili birçok uygulamayı Trabzon’da ilk yapan firmayız, sektörde buna öncülük ettik.
Siz çalışma arkadaşlarınızı bir aile olarak tanımlıyorsunuz…
Evet, biz işçilerimizle, çalışanlarımızla bir ekibiz. Ekip ruhuna büyük önem veriyoruz. Herkesin emeğiyle başarı gelir, bunun bilincindeyiz. Bir araya gelip toplantılar yaparız. Alışılagelmişin dışında, bilime ve
tekniğe uygun çalışmalar yapıyoruz.
SPOR DA SİYASET DE ZORDUR BU ŞEHİRDE
İş hayatınızdaki hedeflerinize hangi oranda ulaştınız?
Trabzon’da ticaret yapmak zordur. Spor da siyaset de zordur bu şehirde. Yani şehrimiz zor bir şehirdir. Ama şu bir gerçek ki Trabzon’da
başarılı olan bir insan, Türkiye’nin her yerinde başarıyı yakalar.
Biz her şeyden önce ticarette geldiğimiz noktayı ve yeri asla unutmayız. Yola çıktığımız insanları yolda bulduklarımıza değişmeyiz. Biz
Trabzon’da kendi itibarımızdan, şirketimizin itibarından zerre kadar kaybetmeden
ilerlemeyi kendimize temel hedef olarak belirlemişizdir. Bir işten zarar
edebiliriz ama itibarımızdan asla. Çünkü bizim için para her şey değildir.
Bu şehirde 80 kişinin ekmek yediği bir firmayız. Zorluklarımız tabii
ki var ama insanlara istihdam sağlamak çok önemli. İş yaptığımız firmaları da unutmamak lazım. Şehrimizde büyük yatırımlar yapıyorlar
ve bizler de onlar sayesinde iş yapıyoruz.
Dolayısıyla bu sektöründe hedefler bitmez. Çünkü çok hızlı değişimler yaşanıyor. Bizim sektörde makine alçıyla sıva yapma işini şehre ilk getiren firmayız. Bunu bedel olmadan tanıtmak amacıyla yapmayı teklif ettik, ısrarcı olduk. Çok gerçekçi gelmedi insanlara ama bugün gelinen noktada iç mekânlarda alçı sıva makineyle yapılıyor. Bu manada Hisar Yapı olarak Trabzon’da bunun öncülüğünü yaptık. Sektördeki
yenilikleri yakından takip ederek şehrimize, işimize adapte etmeye çok
önem veriyoruz.
Trabzon’da İnşaat sektörünü değerlendirir misiniz?
İnşaat sektörü hem ülkemizde hem de şehrimizde çok önemli bir
konumdadır. Âdeta ekonominin lokomotifidir. Bu noktadan yola çıkarsak geçmişteki anlayış ile bugünkü arasında çok büyük farklılıklar
vardır, önemli mesafeler alınmıştır ama yeterli değildir.
Tabii bu alanda kanunlar çıkarılabilir fakat zihniyetin değişimi bir
süreç istiyor. Örnek olarak iş sağlığı ve güvenliği noktasında baret takmayı işçi kendine eziyet olarak görebiliyor.
Trabzon’da iki nokta önemli. Birincisi inşaat sektöründeki çalışanların sanat okullarından bu iş ahlakı ve disiplinini alarak yetişmesi
gerekiyor. İkinci önemli nokta da her isteyen inşaatçı olmamalı. Belli
kurallar, standartlar olmalı.
Evet, belli kurallar var ama denetim mekanizmasının daha ciddi olması gerekiyor. Vergi veren girişimci ile kayıt dışı çalışan kişi rekabet
etmek zorunda kaldı yıllardır. Dolayısıyla bunun önüne geçilmesi, kayıtlı çalışan firmalara destek olunması lazım.
Bu denetimsizlik ve haksız rekabet kaliteyi de düşürüyor değil mi?
Elbette, rekabet ettiğiniz insanlarla aynı şartlarda olmanız gerekiyor. Belli bir maliyete katlanan firma ile vergi vermeyen bir oluşumu
yan yana getirmemek lazım. Devletimizin bu alanda daha etkili denetim yapması lazım.
Trabzon’un Genç girişimcilerine tavsiyeleriniz nelerdir?
Her şeyin temelden alınmasından yanayım. Eğitim sistemimizi de-
ğiştirmeliyiz. 18 yaşına gelen bir gencin tek hedefi sadece üniversiteyi
kazanmak olmamalı. Hâliyle üniversiteyi kazanamayan bir genç tamamen vasıfsız bir kişi olarak toplumun karşısına çıkıyor.
Burada sanat liselerinin, meslek liselerinin ağırlıkta olması lazım.
Bir makine okuyan çocuk üniversiteyi kazanırsa mühendis, kazanamazsa tekniker olsun. Toplumda mühendis var, işsiz var ama ara eleman yok. Bu acilen kalıcı bir sisteme kavuşmalı.
‘Sanat, meslek altın bileziktir’ sözü çok doğru. İnsanlar bildiği işi
yapmalı, bir hedef koymalı ve o hedef doğrultusunda kendini yetiştirmeli. Piyasadaki işsizlik oranı da mesleksizlikten kaynaklanmaktadır.
Bir boya ustası arıyor ama bulamıyoruz.
YAYLA TURİZMİ DİYORUZ AMA HÂLÂ YEŞİL YOL’U TARTIŞIYORUZ
2009-2013 döneminde meclis üyeliği yaptım. Biz Oda’ya belli
hedeflerle, heyecan duygusuyla, görev yapma arzusuyla girdik fakat
Oda’yı umduğumuz gibi bulamadık. Çünkü belirli bir anlayışın ve dü-
şüncenin dışına çıkamayan bir TTSO var. Trabzon ticaretine yön veren bir TTSO arzu ediyoruz. Bu dönemde bir şeyler yapılmaya çalışıldı,
hakkını vermek lazım ama yeterli değil.
TTSO bugün 5-10 milyon lira bütçesi olan bir kuruluş. Ama buraya
gelen projeler meslek gruplarına yayılamıyor, tabana inemiyor. Dolayı-
sıyla belirli insanların temsiliyetiyle oluşan bir TTSO yerine tamamen
meslek komiteleri gerçek manada çalışıp sorunları yukarıya taşımalı;
çözüm üretmeli, proje üretmeli. TTSO, Trabzon ticaretinde öncü olmalı. Dolayısıyla bu manada çok çalışmamız lazım. Bir Kayseri’yi örnek alın
bir de Trabzon’a bakın. Orada girişimcilik ruhunun öncülüğünü ticaret
odası nasıl yapıyor, burada nasıl yapıyor? Bunları kıyaslamak lazım.
Trabzon’da turizm noktasında ciddi yatırımlar var. Körfez ülkelerinden gelen turistler var ama bunlar sözde kalmamalı. İnsanlar gelsin,
para harcasın ama onların gelip para harcamasını sağlayacak, onları bu
şehirde tutacak bir takım yatırımlar da olmalı.
Yayla turizmi diyoruz ama hâlâ Yeşil Yol’u tartışıyoruz. Biliyorsunuz
Türkiye’nin gelişmesine engel olmak isteyen bir kesim var; havalimanına, yola karşı çıkarlar. Bunları toplum olarak aşıyoruz.
TTSO, Valilik, STK’lar, burada ortak bir proje yaparak hem yatırı-
mı teşvik etmeli hem de o projenin sadece Körfez ülkelerinden, Avrupa’dan gelen turistleri değil bölgemizden, şehrimizden gelen insanların da konaklayabileceği, ulaşımı kolay, fiyatı uygun olmalı.
Yaylalarımızı turizme açıp bu bölgeyi ancak böyle kalkındırabiliriz.
Trabzon’da teleferik olması lazım. Şehrin bu noktada kalkınması için
ancak yıkarak hizmet edersiniz, çünkü yaparak olmuyor. Trabzon’un
imarı yıllardan beri öyle katledildi ki dolayısıyla kentsel dönüşüm noktasında TTSO’nun da elini taşın altına koyması, ısrarcı olması gerekiyor. Tıpkı demir yolu konusunda olduğu gibi.
TRABZON MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜ BU ŞEHRİN DÖNÜŞÜMÜNÜ YAPACAK GÜÇTEDİR
Şehrimizin en önemli sorunlarından birisi de otopark sorun, bunu
çözmek lazım. Bu çarpık yapılanmayı ortadan kaldırmak lazım. TTSO,
Belediye, müteahhitlik sektörü bu şehrin dönüşümünü yapabilecek
güçtedir. Sadece Belediye, TTSO öncülüğünde bir şeyler yapılması lazım. Vatandaş ve müteahhit arasında bir garantör nokta olmalı.
Trabzon’da nefes alabilen, yeşili bol yeni adalar oluşturmalı; bütün
altyapı, üst yapı, otopark sorunu çözülmüş bir Trabzon marka ve yaşanabilir bir şehir olabilir.
Bu noktadan sonra buraya gelen insanları şehirde tutabiliriz ve o
zaman Trabzon, turizmden kazanan bir şehir olabilir.
Ama burada şehri idare edenlerin cesaretli, kararlı olması ve iyi kararlar alması lazım.
Şehri idare edenler bürokrasi çemberinin dışına çıkmalı. Yoksa
belli bir şablonun içinde yapılan hizmetlerin şehri ileriye taşıyabileceği
kanaatini taşımıyorum.
BİZE RECEP YAZICIOĞLU GİBİ BÜROKRATLAR LAZIM
Hemşehrimiz Recep Yazıcıoğlu gibi valiler olmalı. Cesaretli idi, samimi idi, kararlı idi, hizmet arzusu vardı; bize böyle bürokratlar lazım.
Trabzon’un toplumun sıkıntılarıyla dertlenen bürokratlar lazım.
TTSO da şehrin önünü açacak projeler yapmalı, işin içine üniversiteyi de dâhil etmeli. Mesela TTSO şehirdeki kentsel dönüşümle ilgili
bir proje üzerinde tartışma açabilmelidir. Bunu yapmalıdır ki gelecek
nesle bırakılan Trabzon yaşanılabilir bir Trabzon olsun. Yoksa gelecek
nesle bu şekilde yaşanılabilir bir Trabzon bırakamayacağız.
Sizin TTSO’ya atfettiğiniz bu görevlerden, bu kurumun çok değerli
ve önemli olduğunu anlıyoruz...
Tabii. Bu şehre gelen başbakanların, bakanların her zaman ziyaret
ettiği kurumdur TTSO. Dolayısıyla biz bu projeleri siyasetçilere vermeliyiz, buna kamuoyu da basın da destek vermeli.
Ben bu anlamda hep Kayseri’yi örnek veriyorum. Biz yaptığı projelerle Türkiye’ye yön verebilecek bir şehiriz. Bu noktada da TTSO bu
yönde çalışmalar içinde olmalı. Ortaya bir şeyler koyulmalı, suni gündemlerle Trabzon kamuoyu meşgul edilmemeli.
Turizm önemli, bunun yanında üreten bir şehir olmak zorundayız.
Bizim bölgemizde bir fındığımız, bir çayımız, balığımız ve yaylamız var.
Bu dengeler üzerinde şehrimizi bir yere taşıyabiliriz.
Trabzon ölçeğinde bakılınca nüfusuna oranla başka bir ili kıyaslarsak bu kadar banka şubesinin olduğu başka bir il bulamazsınız. Trabzon’da para gücü var. Bunu yatırıma dönüştürebilecek ticaret odası
gibi birtakım kuruluşların proje noktasında teşvik edici olması lazım.
Bizim bölgemiz teşviksiz olmaz, bölgemizdeki yatırımcılara muhakkak teşvik verilmesi lazım. Ekonomik olarak Trabzon ekonomisinde inşaat sektörü çok önemli bir yer tutuyor.
Körfez ülkelerinden, Avrupa’dan ve dışarıda yaşayan Trabzonlu hemşehrilerimiz burada konut sahibi olmak istiyorlar.
Bu insanlar Trabzon’a gelince bunları burada yaylalara götürmek gerekiyor. Bu
manada kentsel dönüşümü de işin içine kattığınız zaman Trabzon’un
çok ciddi bir ekonomiye sahip olacağı kanaatindeyim.
İş yaşamında veya sektörde örnek aldığınız kişiler var mı?
Çok örnekler var. Hayat bir tecrübeden ibarettir. Bizim eksik yaptığımızı iyi yapanları her zaman örnek almak lazım. Ve değişimi örnek
almalıyız. Ben de en çok değişimi örnek alırım.
Bir iş adamı için STK’larda faaliyette bulunmak nasıl bir şeydir?
Zaman kaybı mıdır?
Ülkenin en büyük sorunlarından birisi bürokrasi sorunudur. Hâlledilmesi gereken çok ciddi bir sorundur. Ciddi mesafe kat edildi ama
hâlen istenilen yerde değil.
Siyasetin bu anlamda halk ile güç veya bürokrasi arasındaki dengede halktan yana olma arzusunu ortaya koyması lazım.
Yapılan siyaset de toplum vicdanıyla uyum sağlamalı, olmayınca
zaten vatandaş sizi cezalandırıyor.
STK’larda şehrin geleceğini masaya yatırıyor, bunlarla uğraşıyorsunuz. İkisi arasındaki sıkıntıları görüyorsunuz. Bu dengede STK, siyaset ve bürokrasi üçgenindeki bu tecrübe size çok kolaylık sağlıyor, çünkü işin zorluklarını görüyorsunuz.
Bir hayaliniz veya gerçekleştirmek istediğiniz projeniz var mı?
Trabzon’a bir proje kazandırmak her Trabzonlunun arzusudur.
Ben kentsel dönüşümle Trabzon’a hizmet etme arzusunda olan bir insanım. O noktada şehre bir proje kazandırmak isterim.
Başka bir iş veya meslek yapmayı düşündünüz mü?
Hayır ama bu işimin yanında televizyonda yorumculuk yapıyorum.
Şehrimizin, ülkemizin sorunlarını dile getirmeye çalışıyoruz. Trabzonspor’la ilgileniyoruz. Bir dönem de siyasetle uğraştık.
Yapamadığınız için pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı?
Her insanın pişmanlıkları vardır ama yüzde 51’i doğru kanaati oluşuyorsa sorun yok. Allah’ın rızası olan yaptığım işlerden hiçbir zaman
pişmanlık duymadım.
Kendinize vakit ayırır mısınız?
Pazar günlerini ailemle geçirmeye dikkat ederim. Siyaset, ticaret,
bu dengeyi tutturmak zor ama bizim inandığımız davamız var. O davamıza hizmet etme arzusunda olan insanlardanız. Yapılan işlerde samimiyet, ihlas, Allah rızası olduktan sonra bu işlerin Mevla’nın izniyle yetiştiğine şahit olmuşumdur.
Muammer Bey teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
