Karaman’a 40 km mesafede bulunan Eski Adı Manyan (Damlapınar) , Kızılca, Göcer Köyleri arasında kalan Turkuaz Gök mavisi dillere destan Göksu nehrini kemerleyen Salavat Köprüsü ve Yakınındaki Cırlavık Köprüsü görülmeğe değer miraslarımızdandır.İlk çağlardan bu güne iç anadolu ile Akdeniz’i birbirine bağlayan göksu gerdanlıkları… Aynı zamanda Roma öncesi isauria yollarıdır. Muhtemel ki Tuz yolları ve kral yollarıı da bu bölgeden geçmiştir. Kitabeleri olmayan köprülerin Karamanoğulları zamanında yapıldığı tahmin ediliyor. Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da bir netlik yok….
Burası ile ilgili başka bir bilgi de: “Habip Çalışkan Ermenek, Sultan Alanı, karaman Bey Geçidi (Yelli Bel) Şeytan Deresi, Selavat Köprüsü ile Karaman’a (Larende) ulaşan yolun eski adı; “Karamanoğlu Döşemesi” dir. Zemini taş döşemedir. Daha sonraki adı, (Ermenek-Mut arası açılana kadar) Atatürk Yolu’dur. Gerçekten de bu yolda hala araştırılmayı bekleyen taş döşeme yol kalıntıları ayakta durmaktadır.Rivayet odur ki Salavat köprüsünü yapan mimar başı, yada usta başının önemli bir işi çıkar işleri de kalfaya devreder ve sonra gelir, geldiğinde Salavat köprüsünü tamamlamış olarak görür. Bunun haricinde kalfa ustasına bir güzellik olsun diye Cırlavık köprüsünü de yapar. Kalfanın ünü ve şanı ustayı geçince usta buna katlanamaz. Salavat köprüsünün altındaki bir taşın doğru konmadığını söyler, kalfa Salavat köprüsünden aşağı bakarken ya aşağı düşer yada usta onu itekler. Rivayetin ne denli doğru olduğunu bilmiyorum ama köprünün daha önceki ziyaretlerimde tanıştığım Kızılca köylülerinden işittiğim hikaye budur.
Bir başka efsaneye göre Anadolu da geçmiş devirlerde eşkıyalık hüküm sürerken dağları mesken tutmuş eşkıyalar işkence için tutsaklarını buraya getirir sonrasında da Salavat getirttikleri kişileri köprüden Göksuya atarlarmış. Muhtemel ki Göksuyun en dar olduğu bu geçilmez Torosların kemerleri çok daha öncesi antik yolların izlerini de taşımaktadır. Akdeniz ile İç Anadolunun bağları, eski kral yolları, tuz yolları ve ipek yollarının geçiş hattındaki bu mistik bağlantı çok güzel bir tarihi ve doğayı harmanlamış durumda.
Kelime manasında Cırlavık, cırlavuk, çırlavık bir çok anlam taşıyor: bunlardan birisi Yerle göğün birleştiği yer anlamına geliyor eski Türkçe de; hattizatın da ünlü Mimar Sinan’ın da bir dönem lakabı böyleymiş hatta Kayseri Mimar Sinan ilçesinin eski adı Cırlavıkmış, Mimar Sinan devrine kadar cami minareleri üst düzey bir teknoloji yada bilim kullanılmadığı için yüksek yapılmazmış Mimar Sinan ile bu devir yıkılmış ve Sinan yer ile göğü birleştiren muhteşem köprüleri, Muhteşem kubbeleri ve minareleri yapıvermiş.Cırlavuk ayrıca ağustos böceği, hindi yavrusu, Kışın yollarda ve tarlalarda sürüler halinde görülen, akbabaya benzeyen bir çeşit kuş olarak ta bilinmektedir.
Bu kadar isim açıklaması ve efsaneden ziyade hem bahar ayında hem de sonbaharda hemde yazın gidip gördüğüm bu köprüler muhteşem bir güzelliği barındırıyor. Bozgandak ile Manyan arasından yaklaşık 20 km uzanan vadi ve Bozgandak Deresi irili ufaklı bir çok şelaleyi oluşturarak binlerce yıldır Göksuyu besliyor. Göksuya en yakın yerde Cırlavık köprüsü de yaklaşık 35 metre yüksekliği ile gerçekten yer ile göğü birleştirmiş bir kemer gibi asılı kalmış. Altından akan suların kulaklarınıza getirdiği tını ve resitalle yıllarca hafızalarınızdan silinmeyecek bir doğanın içinde kaybolursunuz. Bu bölgeye bahar aylarında gittiğimizde ayı ayak izine rastlamış olmamız doğada bu bölgede Toroslar da var olabilmesi gerçeği bile heyecan verici. Salavat a gelince Göksu nehrinin sel sularını asırlarca gövdesinde hissetmiş ve zamana direnen sade güzel ve muhteşem bir eser su seviyesinden yüksekliği 15 metre civarında altında akan turkuaz renkli Göksu her mevsim başka bir mucizevi renk demetini içinde Akdenize taşıyor. Kayıp yitik ve araştırılması yeterince yapılmamış bu nadir eserler bakılmaz ise zamana fazla dayanamazlar. Ataların mirasına sahip çıkacak olan bizler henüz dünya telaşemizden yurt dışını gezip duran marjinal arayışlarımızdan ne yazık ki burnumuzun dibini göremez olmuşuz. Ülkemize sahip çıkıp tanıyıp tanıtıp korumanın yollarını hep birlikte yapmalı ve Atalara yakışan torunlar olmalıyız. Zamanın etkilerine direnen köprüler mutlaka iyileştirme çalışmaları yapılmalı. Kendimce gezip değerlendirdim yorumladım tarif ettim her ne kadar sürçi lisan etmişsek affola hepimiz geçiciyiz baki olan ………..Emeğe saygı yazı alıntılarınızda kaynak verin…
Doğal değilseniz doğanızda kalın
Doğa Rehberi Fedai 05325460730Kaynak : foreverdiscovery
Burası ile ilgili başka bir bilgi de: “Habip Çalışkan Ermenek, Sultan Alanı, karaman Bey Geçidi (Yelli Bel) Şeytan Deresi, Selavat Köprüsü ile Karaman’a (Larende) ulaşan yolun eski adı; “Karamanoğlu Döşemesi” dir. Zemini taş döşemedir. Daha sonraki adı, (Ermenek-Mut arası açılana kadar) Atatürk Yolu’dur. Gerçekten de bu yolda hala araştırılmayı bekleyen taş döşeme yol kalıntıları ayakta durmaktadır.Rivayet odur ki Salavat köprüsünü yapan mimar başı, yada usta başının önemli bir işi çıkar işleri de kalfaya devreder ve sonra gelir, geldiğinde Salavat köprüsünü tamamlamış olarak görür. Bunun haricinde kalfa ustasına bir güzellik olsun diye Cırlavık köprüsünü de yapar. Kalfanın ünü ve şanı ustayı geçince usta buna katlanamaz. Salavat köprüsünün altındaki bir taşın doğru konmadığını söyler, kalfa Salavat köprüsünden aşağı bakarken ya aşağı düşer yada usta onu itekler. Rivayetin ne denli doğru olduğunu bilmiyorum ama köprünün daha önceki ziyaretlerimde tanıştığım Kızılca köylülerinden işittiğim hikaye budur.
Bir başka efsaneye göre Anadolu da geçmiş devirlerde eşkıyalık hüküm sürerken dağları mesken tutmuş eşkıyalar işkence için tutsaklarını buraya getirir sonrasında da Salavat getirttikleri kişileri köprüden Göksuya atarlarmış. Muhtemel ki Göksuyun en dar olduğu bu geçilmez Torosların kemerleri çok daha öncesi antik yolların izlerini de taşımaktadır. Akdeniz ile İç Anadolunun bağları, eski kral yolları, tuz yolları ve ipek yollarının geçiş hattındaki bu mistik bağlantı çok güzel bir tarihi ve doğayı harmanlamış durumda.
Kelime manasında Cırlavık, cırlavuk, çırlavık bir çok anlam taşıyor: bunlardan birisi Yerle göğün birleştiği yer anlamına geliyor eski Türkçe de; hattizatın da ünlü Mimar Sinan’ın da bir dönem lakabı böyleymiş hatta Kayseri Mimar Sinan ilçesinin eski adı Cırlavıkmış, Mimar Sinan devrine kadar cami minareleri üst düzey bir teknoloji yada bilim kullanılmadığı için yüksek yapılmazmış Mimar Sinan ile bu devir yıkılmış ve Sinan yer ile göğü birleştiren muhteşem köprüleri, Muhteşem kubbeleri ve minareleri yapıvermiş.Cırlavuk ayrıca ağustos böceği, hindi yavrusu, Kışın yollarda ve tarlalarda sürüler halinde görülen, akbabaya benzeyen bir çeşit kuş olarak ta bilinmektedir.
Bu kadar isim açıklaması ve efsaneden ziyade hem bahar ayında hem de sonbaharda hemde yazın gidip gördüğüm bu köprüler muhteşem bir güzelliği barındırıyor. Bozgandak ile Manyan arasından yaklaşık 20 km uzanan vadi ve Bozgandak Deresi irili ufaklı bir çok şelaleyi oluşturarak binlerce yıldır Göksuyu besliyor. Göksuya en yakın yerde Cırlavık köprüsü de yaklaşık 35 metre yüksekliği ile gerçekten yer ile göğü birleştirmiş bir kemer gibi asılı kalmış. Altından akan suların kulaklarınıza getirdiği tını ve resitalle yıllarca hafızalarınızdan silinmeyecek bir doğanın içinde kaybolursunuz. Bu bölgeye bahar aylarında gittiğimizde ayı ayak izine rastlamış olmamız doğada bu bölgede Toroslar da var olabilmesi gerçeği bile heyecan verici. Salavat a gelince Göksu nehrinin sel sularını asırlarca gövdesinde hissetmiş ve zamana direnen sade güzel ve muhteşem bir eser su seviyesinden yüksekliği 15 metre civarında altında akan turkuaz renkli Göksu her mevsim başka bir mucizevi renk demetini içinde Akdenize taşıyor. Kayıp yitik ve araştırılması yeterince yapılmamış bu nadir eserler bakılmaz ise zamana fazla dayanamazlar. Ataların mirasına sahip çıkacak olan bizler henüz dünya telaşemizden yurt dışını gezip duran marjinal arayışlarımızdan ne yazık ki burnumuzun dibini göremez olmuşuz. Ülkemize sahip çıkıp tanıyıp tanıtıp korumanın yollarını hep birlikte yapmalı ve Atalara yakışan torunlar olmalıyız. Zamanın etkilerine direnen köprüler mutlaka iyileştirme çalışmaları yapılmalı. Kendimce gezip değerlendirdim yorumladım tarif ettim her ne kadar sürçi lisan etmişsek affola hepimiz geçiciyiz baki olan ………..Emeğe saygı yazı alıntılarınızda kaynak verin…
Doğal değilseniz doğanızda kalın
Doğa Rehberi Fedai 05325460730Kaynak : foreverdiscovery